Ameliyat Öncesi Aromaterapi
Hiç cerrahi bir müdahale için ameliyat oldunuz mu? Eğer cevabınız evetse büyük ihtimalle ameliyat öncesi yaşanan kaygının tarifini de biliyorsunuzdur. İki defa ameliyat olmuş biri olarak doktorunuza ve kendinize güveniniz tam olsa dahi bu tarifin kendini hatırlatmaktan hiçbir zaman geri durmadığını söyleyebilirim. Peki ameliyat öncesi şiddetli anksiyetenin ameliyat sonrası iyileşmeyi geciktirdiğini biliyor muydunuz? Burada iyileşmeden kasıt yalnızca yaranın örtünmesi değil aynı zamanda ameliyat sonrası yüksek ağrı seviyesi, enfeksiyonlara direnme yeteneğinde azalma, hastanın ruh hali üzerinde olumsuz etki ve hastanede kalış süresinde artış gibi durumlarla da ilişkilidir. Tüm bunlara sebep olan ameliyat öncesi anksiyetenin heyecan verici bir çözümü var. Kaliteli yağlarla, doğru doz ve süre uygulanacak olan aromaterapi seansları!
‘’Iran Journal of Nursing and Midwifery Research’’ adlı dergide bu konuyla alakalı çalışmaların yapıldığı bir makale yayımlandı. Araştırmacılar aromaterapiyi; aroma bitkilerinden elde edilen buharlaşabilen ve kararsız yağların tıbbi amaçlarla kullanılması olarak ele alıyor. Bu bakış açısıyla hazırladıkları seansları Ahvaz'daki iki farklı hastaneye kabul edilen göğüs ve karın cerrahisi hastaları üzerinde yapılan bir klinik çalışmaya dönüştürmek için kolları sıvıyorlar.
Çalışmaya dahil edilecek katılımcıları 18 yaş üstü, hastaneye ameliyattan önceki gece kabul edilen ve kaygı anketinden 20’den yüksek puan alan hastalardan seçtiler. Kaygı anketi olarak geçerliliği tüm dünyada kabul gören Speilberger envanterini kullandılar. Buna göre 20 puanın altı kaygı olmadığını, 80 puanın üstü ise en yüksek kaygı derecesi olduğunu gösteriyordu.
Ayrıca çeşitli alerjileri veya koku alma bozukluğu gibi tanıları olan hastaları verilerin şeffaflığı adına çalışmaya dahil etmediler.
İnsidans, belirli bir grupta belirli bir hastalık veya hastalıkların olgularının sayısıdır ve yetişkin hastalarda ameliyat öncesi anksiyete insidansı % 11-80 arasında değişiyordu. Hastaları tanımak ve doğru değerlendirmek açısından 4 aşamalı bir veri anketi oluşturdular. İlk aşama yaş, cinsiyet, aylık gelir, eğitim düzeyi, meslek, yaşama yeri ve ruhsal durum gibi demografik bilgileri içeriyordu. İkinci aşama hastanede yatış öyküsü, ameliyat, ameliyat öncesi hastanede kalış süresi, ameliyat türü, hastalık türü ve tüketilen ilaçlar gibi hastalıkla ilgili veriler yer aldı. Üçüncü aşamada kaygı envanteri dolduruluyordu. Anketin dördüncü bölümü yaşamsal belirtilerin kaydını içeriyordu.
Aromaterapi seanslarını ise inhalasyon (soluma) yoluyla ve lavanta yağı kullanılarak gerçekleştirdiler. Lavanta, aromatik bitkiler arasında kullanımı en eskiye dayanan ve en uygun bitkilerden bir tanesidir. Etkilerinden bazıları gaz giderici, şişkinlik giderici, kas gevşetici ve analjezi yani bilinç kaybı olmadan ağrı giderici olmasıdır. Seanslardan önce ve sonra bahsetmiş olduğum anketin tamamını doldurarak tüm hastalara için verileri kaydettiler. Biyoinformatik yöntemleriyle verileri analiz edip kıyasladılar.
Başlamadan önce hastaları olgu ve kontrol grubu olarak ikiye ayırdılar. Olgu grubuna lavanta yağı ile seans uygularken kontrol grubuna plasebo etkisini gözlemlemek için yalnızca su solutuldu. Olgu grubunda müdahale öncesi ortalama kaygı düzeyi 51.00 iken müdahale sonrası 38.61'e düştü. Kontrol grubunda müdahale öncesi 50.67 iken, müdahale sonrası 49.53'e ulaştı.
Aroma kokusu, koku alma sinir hücrelerini aktifleştirir ve limbik sistemi motive eder. Aroma türüne bağlı olarak sinir hücreleri farklı nörotransmiterler salgılar. Bu nörotransmiterler, ensefalin, noradrenalin ve serotonin hormonlarını içerir. Bu hormonların kalp atımını etkileme, insana zindelik hissi verme gibi özellikleri vardır. Kısaca kokular insanlarda duyguyu değiştirebilme potansiyeline sahiptir. Özellikle lavanta aroması ile ilgili yapılan çalışmalarda narkotik ve yatıştırıcı özelliklerinin olduğu saptanmıştır. Ayrıca lavantanın içerisindeki bir asidin, kaygıyı azaltmak için kullanılan farmakolojik ilaçlar olan benzodiazepinler ile benzer anti-aksiyete etkisi olduğu belirlendi.
Ameliyat öncesi bakımın temel amacı hastayı zihinsel ve fiziksel olarak ameliyata hazırlamaktır. Bu noktada anksiyete, hemşirelerin en sık karşılaştığı durumdur. Amerika gibi bazı ülkelerde aromaterapi uygulamaları hemşirelerin hasta bakımının yasal bir parçası haline geldi. Bu çalışmanın sonuçları, inhalasyon aromaterapisinin, ameliyat öncesi hastada anksiyeteyi azaltmada olumlu etkileri olduğunu göstermiştir.
Aromaterapi uygulamaları bu alanda evrensel bir konuma ulaştığında hastaların ve hemşirelerin lehine bir nüfuza sahip olacaktır. Sedyeme uzanmış hemşirelerimle ameliyathaneye gitmek üzere asansöre binmiştik. Yaşadığım kaygı ile ilgili onlara bir şeyler sorarken konuşmamın ortasında koluma açılan damar yolumdan sakinleştirici almak yerine 20 dakikalık lavanta kokulu bir aromaterapi seansından sonra narkoz almayı tercih ederdim.
KAYNAK
The effect of inhalation aromatherapy on anxiety level of the patients in preoperative period- Iran Journal of Nursing and Midwifery Research