Aromaterapi Kabini
Yorgun bir günün ardından evinize dönüyorsunuz. Kaldırımları acele adımlarla aşarken yan duvarın dibinde filizlenmiş fesleğenler çarpıyor gözünüze. Yanına eğiliyorsunuz ama kokmuyor. Ellerinizi uzatıp bitkiyi avuçlarınızın içine sürtünce o ferah kokuyu duyumsuyorsunuz ve yüzünüz gülümsüyor. Avuçlarınızda kalan etkiyi biraz daha soluyabilmek için ellerinizi koklaya koklaya yürümeye devam ediyorsunuz.
Peki aslında ne oluyor? Fesleğen fiziksel bir saldırıyla karşılaştığını zannediyor ve savunma mekanizması harekete geçiyor. Böylece iç salgı bezlerinden bize haz veren o kokuyu salgılamaya başlıyor. Siz ellerinizi yüzünüze bastırmış o kokuyu içinize çekerken koku molekülleri diğer duyuların aksine Talamus’a uğramadan koku sinirleri ile direkt olarak Limbik sisteminize ulaşıyor. Bu sayede hormonlarınızın dengeye girip duyularınız iyileşmesine yardımcı oluyor. Fesleğen ve birçok bitki kokuyu kendini zararlı çevresel faktörlerden korumak için kullanırlar. Bitkinin hayata tutunmasını sağlayıp onu koruyan bu öz, aslında bizim üzerimizde de aynı etkiyi gösteriyor. İç veya dış salgı bezlerinden salgılanan bitki özlerinin çeşitli yöntemler ile ekstratke edilmesiyle elde edilen uçucu yağlar aslında doğal dengemize hizmet eden bir bilime kaynaklık ediyor: Aromaterapiye!
Aromaterapinin rahatlatıcı ve tedavi edici özellikleri çok eski zamanlardan beri kullanılıyor olsa da günümüzde artık bunu bilime dayandırıp etkilerini kanıtlayabiliyoruz. Örneğin İngiliz Genel Uygulama Dergisi’nin yayınlamış olduğu bir makalede aromaterapinin hafif, geçici bir anksiyolitik yani kaygı ve anksiyete giderici bir etkiye sahip olduğu yazıyor. Bunun yanı sıra aromaterapi, ABD Eyalet Hemşirelik Kurulları tarafından hasta bakımının yasal bir parçası olarak kabul ediliyor.
Birbirinden farklı fakat bir araya geldiklerinde bütüncül etkilere sahip olan bu yağlar kişinin ihtiyaçları doğrultusunda belirlenip çok sayıda uçucu maddenin güçlü bir konstanresi olarak sunuluyor. Kişi bu karışımı direkt olarak kokladığında veya difüzör yardımıyla bulunduğu ortama yaydığında bütüncül şifa, kişinin biyolojik ritmini düzenlemeye yardımcı olmak üzere harekete geçiyor. Aromaterapinin nörokimyasalları aktive edebilmesinin yanında farmakolojik etkileri de günümüzde bilinen ve gözlemlenen özellikleri arasında yer alıyor. Sizin için hazırlanan karışım bir yandan psişik acılarınızı dindiriken öte yandan geniz akıntınıza da iyi gelebiliyor. Aromaterapi sanılanın aksine yalnızca mental duyularınıza hizmet etmeyip ruh ile bedeni bir bütün olarak ele alıyor.
Bu eşsiz bilim, teknolojiyle birleşip gelecekte bambaşka boyutlarda karşımıza çıkabilir. Örneğin ihtiyaç duyduğumuz bitki özlerini elastik ve ufak kapsüllerin içerisine sıkıştırabilen bir cihazla tanışabiliriz. Bu kapsülü iki parmağımızın arasına alıp patlattığımızda etrafımızı ve tenimizi uçucu yağlar sarabilir. Veya ihtiyacımız olan karışımı bir eczacıdan veya aromaterapi uzmanından istemek yerine bir yapay zekadan isteyebiliriz. Bu yapay zekâ içerisinde keyifle dinlenebileceğimiz, ayaklarımızı uzatıp müzik dinleyebileceğimiz bir aromaterapi kabininin sitemine dahil olabilir. Bu kabine girerken kapı koluyla değil ihtiyaçlarımızı belirleyebilmek için bize sorular soran bir ekranla karşılaşabiliriz. İçeri girdiğimizdeyse ruhumuza uygun müzikler eşliğinde kabinin havalandırmalarından difüze edilmiş iyileştirici konsantreyi soluyabiliriz. Böylece Limbik sistemimize ulaşan uyaranlarla beyin frekanslarımız düzenlenmiş, iyileşmeye başlamış ve dinlenmiş bir şekilde kabini terk edebiliriz. Daha da ötesi bu kabinler sokaklarda, ulaşabileceğimiz her noktada bulunmaya başlayabilir. Yorgun bir günün ardından evinize dönüyorsunuz. Kaldırımları acele adımlarla aşarken yan duvarın dibinde bir aromaterapi kabini çarpıyor gözünüze…
KAYNAK
Aromatherapy: a systematic review- British Journal of General Practice
Buckle J. The role of aromatherapy in nursing care. Nurs Clin North Am. 2001 Mar;36(1):57-72. PMID: 11342402.
