Diyalize Bağlı Kaşıntı Ve Aromaterapi
Böbrek, hayati önemi çok büyük olan ve bozulması halinde diğer birçok organ ve sistemde çeşitli problemlerin doğmasına yol açan kritik bir organdır. Bu problemlerin belirtilerinden biri deri ve mukozaya bağlı rahatsızlıklardır fakat bu durum oldukça geç dönemde ortaya çıktığından tanı değer azdır. Buna rağmen yol açtığı rahatsızlıklar hastaların yaşam kalitelerini ciddi ölçüde azaltır.
Üremik kaşıntı, böbrek yetmezliği olan hastalarda en sık görülen dermatolojik rahatsızlıktır. Üremik kaşıntı; kronik yorgunluk, sosyal izolasyon, uykusuzluk ve benlik saygısında azalma gibi birçok farklı problemi de beraberinde getirir. Hem etiyolojisi (nedenleri ve kaynağı) hem de patogenezi (mekanizması ve gelişimi) hâlâ tam olarak bilinmemektedir. Bu nedenle farmakolojide kesin bir tedavi yöntemi yoktur. Bu bilinmezlik çeşitli farmakolojik olmayan yöntemlere olan yönelimi arttırmıştır. Bu yöntemlerin başında aromaterapi gelmektedir. Aromaterapi, aromatik bitkilerden elde edilen esansiyel yağların iyileştirici etkilerinden faydalanan alternatif bir yaklaşımdır. Aromaterapinin inhalasyon (soluma) ve topikal (masaj) gibi çeşitli uygulama yöntemleri vardır.
Gümüşhane Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada topikal yolla uygulanan aromaterapinin üremik kaşıntı yaşayan hemodiyaliz hastaları üzerindeki etkileri incelenmiştir. Bu araştırmaya göre böbrek yetmezliği, son yıllarda küresel çapta görülen ve prevalansı giderek artan bir problem haline gelmiştir. Hemodiyaliz hastalarında kaşıntının şiddeti hastaya göre oldukça değişkenlik gösterir. Kaşıntının şiddeti direnilemeyecek kadar zor ve tedavilere yanıt veremeyebileceği gibi geçici de olabilir. Üremik kaşıntı, en yoğun hemodiyaliz esnasında ve hemen sonrasında hissedilir. ‘’Diyaliz, böbrek yetmezliği tedavisinde kullanılmadan önce üremik kaşıntı prevalansı %15-49 oranında iken günümüzde %20-90 ‘a kadar çıkmaktadır.’’ Araştırmaya göre bu artışın diyaliz tedavisinin kullanımına mı yoksa diyaliz ile yaşam süresi artan hastalarda böbrek yetmezliğinin doğal bir sonucu mu olduğu hâlâ anlaşılmamaktadır. Üremik kaşıntının etkin tedavisi için farmakolojik ve farmakolojik olmayan yöntemlerin bir arada uygulanması tavsiye edilmektedir. Farmakolojik olmayan yöntemlerden aromaterapi, tedavi etmeyi değil semptomları kontrol etmeyi vaat eder. Mevcut literatürde aromaterapinin farklı semptomlar üzerindeki etkileri birçok kez gösterilmiştir. Dermatolojik hastalıklardan özellikle sedef, egzama, saç dökülmesi, yanık gibi pek çok durumda faydalı etkilerinin belirtildiği çok sayıda çalışma mevcuttur. Üremik kaşıntı yönetiminde kullanılan tamamlayıcı tedavilerin uygulanmasında hemşirelerin yeterliliği oldukça önemlidir. Çünkü kronik kaşıntılara doğru zamanda doğru müdahaleler yapılmadığında hastanın ruhsal, fiziksel ve sosyal açıdan zarar görmesi söz konusudur. Üremik kaşıntı yönetiminde aromaterapinin kullanıldığı bazı çalışmaların protokollerinin özeti şu şekildedir:
-
(Ro ve arkadaşları) Katılımcılar: Kaşıntı şikayeti olan 29 hemodiyaliz hastası Deney grubu (aromaterapi alan grup): Lavanta ve çay ağacı yağı kullanılarak bir ay boyunca haftada 3 kez aromaterapi masajı uygulanmıştır. Sonuç: Deney grubundaki hastaların kaşıntı skorları, kontrol grubundaki (aromaterapi almayan grup) hastalara göre önemli ölçüde azalmıştır.
-
(Shahgholian ve arkadaşları) Katılımcılar: Kaşıntı şikayeti olan 24 hemodiyaliz hastası Deney grubu (aromaterapi alan grup): Lavanta, nane ve çay ağacı yağı kullanılarak 2 hafta boyunca aromaterapi masajı uygulanmıştır. Sonuç: Deney grubundaki hastaların kaşıntı skorları, kontrol grubundaki (aromaterapi almayan grup) hastalara göre önemli ölçüde azalmıştır.
-
(Anderson ve arkadaşları) Katılımcılar: Egzama şikayeti olan çocuklar Deney grubu (aromaterapi alan grup): Lavanta ve çay ağacı yağı kullanılarak aromaterapi masajı uygulanmıştır. Sonuç: Deney grubundaki çocukların kaşıntı seviyeleri, kontrol grubundaki (aromaterapi almayan grup) çocuklara göre önemli ölçüde azalmıştır.
-
(Cürcani) Katılımcılar: Kaşıntı şikayeti olan 40 hemodiyaliz hastası Deney grubu (aromaterapi alan grup): Lavanta ve çay ağacı yağı kullanılarak 6 hafta boyunca aromaterapi masajı uygulanmıştır. Sonuç: Deney grubundaki hastaların kaşıntı skorları, kontrol grubundaki (aromaterapi almayan grup) hastalara göre önemli ölçüde azalmıştır.
Tüm bu çalışmalar ve daha fazlası aromaterapinin üremik kaşıntı şikayeti olan hemodiyaliz hastalarının kaşıntı seviyelerini azaltarak hastaların yaşam kalitesini olumlu etkilediğini göstermektedir. Üremik kaşıntı, hemodiyaliz alan hastaların çoğunu ilgilendiren kendi başına tehlikeli olmayan fakat hastanın yaşam kalitesini etkileyen yönetilmesi gereken bir şikayettir. Konuyla ilgili raporlarda araştırmacılar, aromaterapinin bu amaçla kullanımının yaygınlaştırılması gerektiği düşünmektedir.
KAYNAK
Üremik Kaşıntı ve Aromaterapi Uygulaması - Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi /Gümüşhane University Journal
Hemodiyaliz Hastalarında Üremik Pruritus İle 25 Hidroksi Vitamin D Arasındaki İlişki - Başkent Üniversitesi Tıpta Uzmanlık Tezi