YETİŞKİNLERDE AMELİYAT ÖNCESİ ANSKİYETE YÖNETİMİNDE AROMATERAPİ KULLANIMINA YÖNELİK META ANALİZİ
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, her sene küresel çapta ortalama 266 ila 360 milyon
cerrahi prosedür gerçekleşiyor. Tüm cerrahi işlemler bir dereceye kadar risk taşır. Yapılan çok
sayıda araştırmaya göre cerrahi işlem bekleyen hastaların genellikle hastaneye yatış,
anestezi, ameliyat, ağrı ve ölüm beklentisiyle önemli bir anksiyete yaşadığını göstermiştir.
Ameliyat öncesi yaşanan ‘’hafif’’ anksiyete seviyesi, vücudun potansiyel gücünü harekete
geçirmesine yardımcı olur ve hastaların bu süreci problemsiz geçirmesine yardımcı olabilir.
Fakat ameliyat öncesi yaşanan anksiyete normal miktarı aşar ve uzun sürerse bazı hormon
(kaetkolamin) seviyelerinin artması ve hipertansiyon gibi birtakım istenmeyen metabolik
tepkilere neden olabilir. Bu tepkiler ameliyatın başlanması ve tamamlanmasını etkileyebilir.
Ayrıca vücudun bağışıklık sistemini bile etkileyebilir. Tüm bu koşullar cerrahi
komplikasyonları arttırma, hastanede kalış süresini uzatma, hasta memnuniyetini azaltma
gibi birçok sonuç doğurabilir.
Hastalar aslınsa sonucu belirsiz bir süreç hakkında endişe, huzursuzluk ve gerginlik yaşarlar.
Bunun sonucu hastaların sağlığını ve ameliyat süreçlerini olumsuz etkiler. Bu nedenle
ameliyat öncesi anskiyeteyi yönetmek için etkili yaklaşımlara ihtiyaç vardır. Bunun için hem
çeşitli ilaçları içeren farmakolojik yöntemler hem de alternatif tedavileri içeren farmakolojik
olmayan yöntemler kullanılır. Farmakolojik tedaviler etkilidir ve yaygın olarak kullanılır. Fakat
dolaşımının baskılanması, mide bulantısı, kusma, uyuşukluk, alerji gibi yan etkilere
sahiptirler. Bu riskler ilaçların kullanımını sınırlandırmış ve toksik olmayan tamamlayıcı
tedavilere yönelimi arttırmıştır. 2020 yılı verilerine göre 30’dan fazla ülkenin bütüncül
hemşirelik uygulamaları farmakolojik olmayan tedavileri kapsıyor. Bunlardan bir tanesi
aromaterapidir.
Aromaterapi, doğal aromatik bitkilerden elde edilen yağların çeşitli dağıtım yöntemleriyle
çeşitli semptomların yönetimi amacıyla kullanılmasıdır. Aromaterapinin temeli, modern
hemşirelik uygulamalarını geliştiren Florence Nightinagale’nin çevre teorisine dayanır. Buna
göre hastayı iyileştimek için onun çevresindeki faktörleri onarıcı bir süreç olarak kullanmak
gerekir.
‘’ Hemşirelik faaliyetleri, aromaterapide uçucu yağların kullanılması gibi ortamdaki tek veya
birden fazla unsuru değiştirerek onarım sürecini ve sağlığın kazanılmasını iyileştirir.’’ -
F.Nightinagele
Aromaterapi, kullanım kolaylığı ve özel ekipman ile lisanslı uzman gerektirmediğinden,
farmakolojik ilaçlardan sonra en yaygın kullanılan tamamlayıcı tedavi haline gelmiştir.
Aromaterapinin ameliyat öncesi ağrının yönetimine ilişkin kullanımını raporlayan çok sayıda
araştırma vardır. 2020 yılında ise 2006 yılından itibaren yapılan araştırmaları kapsayan bir
meta analizi yapıldı. Bu sayede birbirinden bağımsız birçok çalışmanın sonuçları bir arada
değerlendirilebildi. İncelenen çalışmalar İran, Türkiye, ABD, Japonya gibi farklı ülkelerde
gerçekleştirilmişti. Çalışmaların çoğunda yetişkinlerde ameliyat öncesi anksiyetenin yönetimi
için lavanta yağı ve bergamot, limonen yağı gibi narenciye türleri kullanılmıştı.
Aromaterapinin anksiyete üzerindeki yararlı etkisinin bilinen mekanizması şu şekildedir:
uçucu yağ molekülleri burundaki koku alma reseptörlerine bağlanır buradan limbik sisteme,
hipotalamusa ve koku alma korteksine sinyaller iletir. Buradan bazo nörotransmitterleri
serbest bırakır ve sinir sistemi üzerinde inhibitör etkisi olan bir asidi (gama-aminobütirik asit)
arttırır. Bazı hormonların aktivitesini azaltarak otonom sinir sisteminin gevşemesini
destekler. Bu sürecin sonunda kişinin kaygısını iyileştirir.
Meta analizinin derlemesine göre, lavanta, gül, narenciye ve karışım aromaterapisi ameliyat
öncesi anksiyeteyi önemli ölçüde iyileştirebilirken okaliptüs ve türevlerinin kullanıldığı
aromaterapi bu denli etkili olamadı. Araştırmacılar, her aroma özü, farklı aktif kimyasal
bileşene sahip olduğundan bu özlerin faydalı etkileri de birbirinden farklıdır. Örneğin
anksiyetenin giderilmesinde etkili olan lavanta yağı aynı zamanda ağrı ve uyku zorluğunu da
azaltabilir, bulantı ve kusmayı hafifletebilir ve bağışıklık fonskiyonunu iyileştirebilir. Gül yağı,
mikrop ve iltihap gidericidir ve ağrı üzerinde de olumlu etkilere sahiptir. Narenciye
çeşitlerinin bağışıklık üzerinde etkileri olabilir ayrıca kaygı ve anksiyete yönetiminde de
kullanılır. Sonuç olarak, farklı aromalara sahip uçucu yağların ve karışımlarının işlevleri iyi
bilinmeli ve hastaların birden fazla sayıda olan şikayetlerini aynı anda giderilmesini sağlamak
için bunlardan uygun olan yağlar tercih edilmelidir. Bir diğer ilginç sonuç ameliyat öncesi
anksiyete yönetimi için 20 dakika veya daha kısa süren seansların 20 dakikadan uzun süren
seanslardan daha etkili olduğuydu. Bunun nedeni hastaların 20 dakikadan sonra kokuya
zaten alışmaları ve koku alma reseptörlerinin duyarlılığının azalması olarak yorumlanabilir.
Sonuç olarak bu derleme; aroma seçimi, seans süresi gibi farklı alt parametrelere göre
etkileri değişse de yetişkinlerde ameliyat öncesi kaygıyı iyileştirmek için aromaterapi
kullanımını destekleyen kanıtlar olduğunu gösteriyordu.
KAYNAK
The effectiveness of aromatherapy on preoperative anxiety in adults: A systematic review
and meta-analysis of randomized controlled trials, International Journal of Nursing Studies,
2020